a
mefete ile bahis
ilbet
1xbetBetturkeyBetistKralbetSupertotobetTipobetMatadorbetMariobetBahis.comSahabet
”" ”" ”"
”" ”" ”"
Altınyıldız Koleji
Altınyıldız Koleji

Karaburna köyündeki maden ocağına şok bilirkişi raporu!

Hacıbektaş İlçesi, Karaburna Köyünde, Kayseri Develi Bazalt tarafından işletilirken dava sonrası çekilmek zorunda kaldığı “Moloz Bazalt Ocağı ve Maden Arama Projesi”ne ilişkin Bilirkişi Raporu 16 Eylül 2022 tarihinde mahkemeye sunuldu.

 

Karaburna Sevdalıları Platformundan yapılan açıklamada; Bilirkişi Raporunda özetle madenin doğaya, tarıma, hayvancılığa, su kaynaklarına, sit alanına ve kültür varlıklarına, yaban hayatına geri döndürülemez ve son derece zararlı etkilerinin olduğu ve şirketin bu zararları telafi etmek için proje tanıtım dosyasında vaat ettiği sorumlulukların hiçbirini yerine getirmediğini açıkça ortaya koydu.

 

Bilirkişi Raporunda madenin çevreye verdiği zararlar şu ifadelerle kayıt altına alınmıştır:

 

ÇED alanının Karaburna Köyü’nün meskun alanına en yakın olduğu mesafe sadece 148 metre mesafededir. (sf. 14, 2nci paragraf)

 

Ruhsat alanı içerisinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun kararıyla I. Derece Arkeolojik Sit olarak tescillenmiş Kaletepe Höyüğü ile iki adet höyük tespit edilmiştir (sf.15 3ncü paragraf). Kaletepe Höyüğünde yapılan incelemede kalenin doğusunda yer alan kayalar üzerinde Hitit veya Frig dönemine ait olması muhtemel yazılar görülmüştür. Yine Kale içeriisnde çok sayıda pişmiş toprak seramikler de tespit edilmiştir. Özelliklerinden hareketle seramikler Roma ve Bizans dönemine ait olmalıdır. Kaletepe Höyüğü ile tümülüsler Kültür Valıklarını Koruma Konununa göre korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır. (sf. 16, 1nci paragraf)

 

ÇED alanı, büyük bir alanı kapsamakta olup, çevresinde yerleşim alanı, tarımsal araziler ve meralar bulunmaktadır. Tarımsal arazilerde yaygın olarak buğday-arpa ve asma yetiştirilmektedir. (sf.17, 3ncü paragraf). ÇED alanı içerisindeki meralar ile çevresinde bulunan meralarda hayvancılık yapılmaktadır.” (sf.17, 4ncü paragraf)

 

Söz konusu ocağın çevreye ve bitki örtüsüne yarattıkları en büyük problemleri tozdur. Keşif sırasında da net bir şekilde yoğun toz bulutu görülmüştür. Ruhsat alanı içerisindeki bazalt maden ocağından çıkan tozlar bölge flora ve faunasını olumsuz etkileyecektir. (sf. 28, 1nci paragraf). Keşif sırasında proje sahasının tarım alanlarına çok yakın olduğu gözlemlenmiştir. Bu yakınlık tesiste madenin ocaktan çıkarılması, taşınması, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve boyutlandırılması sırasında tozla birlikte hava kirliliği yaratacak ve sınırda bulunan tarlalara, ekili dikili alanlara zarar verecektir. Bitkilerin yapraklarına düşen toz, yaprak yaralanmasına neden olabilir ve fotosentez, solunum ve terlemeyi etkileyerek meyve oluşumunu engeller. Keşif sırasında da asma bağlarının tozdan kaynaklı kuruyup zarar gördüğü tespit edilmiştir. (sf.28 3ncü paragraf).

 

Mevcut hali ile işletme faaliyetleri sırasında önemli bir sorun toz emisyonları ile ilgili sorundur…. Kayaların kırılması, kaldırılması ve nakliyesi esnasında oluşan tozlar dikkate alınması gereken sorunlardan birisidir. Ayrıca iş makinelerinin oluşturacağı toz ile maden alanı içindeki yol güzergahlarındaki diğer araçlardan kaynaklanan toz ve zararlı gazlar ile makine ve ekipman kaynaklı egzoz emisyonlar da diğer önemli sorunlardır”. (sf.17, 5nci paragraf) Ocak içinde ve nakliye güzergahı üzerinde arazöz ile düzenli olarak sulama yapılacağı ve emisyon değerlerinin düşük olacağı belirtilmesine ragmen, keşif esnasında toprağın çok kuru olduğu ve taahhütün yerine getirilmediği tespit edilmiştir. (sf.29 3ncü paragraf).

 

Proje tanıtım dosyasında olmasına rağmen rehabilitasyon çalışmaları yapılmadığı ve sıyrılan üst toprak için depolama alanı olmadığı, faaliyet yapılan alanların bozulmuş olarak bırakıldığı görülmüştür. (sf. 19, 4ncü paragraf). Proje tanıtım dosyasında yapılan değerlendirmeler ile keşif esnasında yapılan gözlemler sonucunda, sıyrılan üst toprağın bitkisel depolama alanında saklanarak projenin üretimi bittikten sonra restorasyon amaçlı kullanılacağından ve buna benzer rehabilitasyon çalışmalarından bahsedilmiş olmasına ragmen rehabilitasyon çalışmaları yapılmadığı ve sıyrılan üst toprak için depolama alanı olamdığı, faaliyet yapılan alanların BOZULMUŞ olarak bırakıldığı görülmüştür. (sf. 28 5nci paragraf).  Ruhsat sahibi belirtilen tedbirleri en geç bir yıl içinde almak ve işletme faaliyetinde bulunulan alanı işletme projesi doğrultusunda çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır. (sf.20, 2nci paragraf) Kanun maddesi gereği Ruhsat sahibi sahayı bir yıl içerisinde çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır. (sf.21, 1nci paragraf)

 

Proje kapsamında yapılacak iş ve işlemler nedeniyle 110m ve 485 m güneyde bulunan köye ait (su) içme kuyuları kirlenme riski bulunmaktadır. Bu işlemler sonucunda bölgenin hidrolojik durumuna, yerüstü ve yeraltı sularına olumsuz etkisinin olacağı kanaatine varılmıştır. (sf.21, 7nci paragraf). Nevşehir Sağlık İl Müdürlüğü tarafından 02.09.2021 tarih 1254 sayılı içme kuyularından alınan numuneler üzerinde yapılan mikrobiyolojik, diğer analizler ve kimyasal analizlerde çıkan sonuçların değerlendirme kısmında İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliğine göre Toplam Trihalometanlar parametleri yönünden uygun olmadığı belirtilmiştir. Trihalometanlar (THM), kanserojen etkiye sahip bileşikler olmasından dolayı insan ve çevre sağlığı açısından son derece zararlıdır. (sf.21 5nci paragraf)

 

Çalışma sahası ve etrafından bulunan (yabani) canlıların nesillerinin tehlike altına girmeyeceği onların zarar görmesi gerçeğini ve alınan tedbirlerin eksikliği gerçeğini değiştirmemektedir. (sf. 29 2nci paragraf)

 

(Depremsellik değerledirmesine ilişkin) Maden sahası normal eğim atışlı 19 km uzunluğunda K60B gidişli fay, Gümüşkent fayı olarak adlandırılmış olup bu fay MTA haritiasında DİRİ FAY olarak belirtilmiştir. Bu fayın güney bloğu çökmüş kuzey bloğu yukarda kalmıştır. (sf.22 2nci paragraf). Proje tanıtım dosyasında belirtilen önlemler alınsa taahhütler yerine getirilse bile malzeme alımı sonucunda ve 90 m doğusundan fay geçmesi bu hat boyunca oluşan kuru derenin mevsimsel yağışlar ve oluşabilecek seller sonucunda çok yakınında bulunan köy yerleşim yerine zarar verebileceğinden, proje kapsamında yapılacak iş ve işlemler nedeniyle jeolojik etkisinin olumsuz etkileneceği ve çevre yapısına muhtemel zararının olacağı kanaatindeyim. (sf.23 2nci paragraf)

 

sonuç olarak, bilirkişiler söz konusu “zehir” ocağının kısa vadede doğaya, tarıma, hayvancılığa, su kaynaklarına, kültür ve tarih varlıklarına olan zararlarının yanı sıra; uzun vadede ortaya çıkaracağı kanser, sel, felaket gibi son derece zararlı etkilerini de bilimsel olarak ortaya koymuştur. bu ocağın bölgede tarım, hayvancılık ve yabani hayata ilave olarak insan yaşamını dahi temelden tehdit ettiği ortadadır.

 

şirket doğamızı bozarak bölgeyi terk etmiştir. proje tanıtım dosyasında belirtilen taahhütlere ilave olarak kanunen 1 (bir) yıl içerisinde gerekli tedbirleri alması gerektiği halde şu ana kadar hiçbir girişimde bulunmamıştır.

 

madeni ve bazaltı şirket götürmüş; geriye tozu, seli, kanseri bize kalmıştır. ancak atı alan Üsküdarı geçti sanmasınlar! doğamızı yeniden eski haline döndürülmesi için mücadelemiz hukuki zeminde sürmeye devam edecek.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Başkan Altıok’tan çevre duyarlılığı çağrısı