a
mefete ile bahis
ilbet
1xbetBetturkeyBetistKralbetSupertotobetTipobetMatadorbetMariobetBahis.comSahabet
Altınyıldız Koleji
Altınyıldız Koleji

Moderin devlet ve birey – köşe yazısı

Moderin  devletin tanımını ve birey ile  olan ilişkisini çağdaş  hukuk mu yoksa toplumun yönetsel kültürü “Alt kültür” gölge hukuk mu belirleyici olmalıdır. 

Asıl vurgu yapılması gereken devlet midir ?yoksa birey midir ?  

Öne çıkan, bireyin hukuk tanımlı hak ve özgürlükleri  ve kamu yararlılığı mı olmalıdır? 

Yoksa, devletin  varlık ve tanım yargısı, hizmet kültürü mü esas kabul  edilmelidir ?  Diğer yan da  devlet  “ devlete  varlık kazandıran kamu/kurum “ her eylemiyle sorgulanamaz, yargılanmaz ve dokunulmaz olmakla  birlikte  kutsanmalı mıdır? 

Bireyler mi devleti kurup  tüm   kapsayıcı  kurumlarıyla bir sistem  yaratır ?

Yoksa birey  hiç  yokken, devlet vardır ve birey hazır devletin başına “. Şirket, sektör “ geçip yönetmeye başlar? 

Tüm bu soruların  yanıtını biliyorsunuz, biliyoruz. 

Ama, devlet birey  bireyler/halk tarafından  bir kez  kazanılıp  kurumsal yapıya kavuşturulduktan  sonra..

Artık o yaratılan  “ devlet “ varlık/güç,  oligarşik bürokrasi  karşısında bireyin, bırakın hak mücadelesini kendisini  tanımlayıp ifade edebilmesi birey için, gerçek bir profesyonellik gerektireceği gibi, birey devlet  iletişimi “ Eğer,  bireyin  doğrudan devlet politikasına yönelik bir işlevi söz konusuysa “ devlete karşı çok nazik, hassas ve diplomatik bir lisan kullanmak ve devletin hassasiyetlerine karşı dikkat etmek,  yanlış anlamalardan kaçınmak durumundadır. 

Aksi halde, devlet tarafından mağdur edileceğiniz gibi, sivil halk  “ kutsanmış öğreti “ yanında da linç girişimine maruz kalınacaktır. 

Ve hatta;

Devleti  yönetmek için sivil siyasetten oluşan  siyasi  hükümetler  ve zaman zaman anayasal hukuk güçü  de   devletin  oligarşik  bürokratik güçü karşısında açiz “ savunmasız “ kaldığına tanık  olmaktayız. 

Yine,  bu ve benzeri   İlgili  konularda sivil siyasetin de zaman zaman, toplumsal linç girişimine maruz kaldığını görmekteyiz. 

Devleti yönetmek amaçlı kurulan hükümet devletin,  bürokrasisi tarafında  yönetilir olmak  gibi bir durumla karşılaştığı gerçeğinden..

Devlet, her zaman  kendi yararlılığına yönelik demokratik  anayasal   kurumları etkisi altına almayı başardığı gibi, devletin denetçisi de devletin yine kendisi olmadığını söyleyemeyiz. 

Ve birey,  devletin kendisinin  “ yüce güçün lutfu “ karşısında o’nu kutsamak, itaat etmek, biat etmek  gibi zorunlu  koşulu kabul etmek durumunda kalıyor..

Yine devlet, kendisine karşı yönelen  eylemi, risk taşıyan  söylemi en şiddetli şekilde cezalandırmaktan çekinmediği gibi.. 

Gizli tanık/yapay deliller ile yaratılan suç isnadı karşısında  yıllarca mahkumiyet kararı  almış   çok sayıda  birey “ Ergenekon-Balyoz “ yıllarca süren tutukluluk sürecinden sonra; 

Büyük Mahkeme, bu suç isnadları için mahkumiyeti gerektirir suç deliline rastlanmamıştır  kararıyla,  ilgili davaların beratına hükmettiğine tanıklık ettiğimiz gerçeğinden. 

Azımsanmayacak  seviyede kabul edilemez Yargı yanılgısı  yaşadığımız inkar edilemez gerçek. 

Daha vahimi, devletin sivil kanata yönelik hukuk dışı ya da hukuku partizanlaştırarak 

hukuk yanılmasına yönelik eylemi;

Yine, devlet kendi yüksek  bürokrat’ ına  da  ayırt etmeksizin  bu hukuk yanılmasını uygulamaktan çekinmemektedir. 

Bunu neden yazıyorum..

Çünkü devletin “ yüce  güçün lutfu “  devlet kurumlarında hala derin etkili  bürokratik zorunluluklarının akıl almaz biçimde uygulandığına  tanıklık ettiğim için. 

Ancak, basına  medyaya yansımayan  örtülü ve çok da etkileyici örneklerin var olmayacağını da inkar edemeyiz. 

Böyle bir durum söz konusu  olmasaydı, bu yazı da, makale de kendisine etkileyici karakter kazanamazdı. 

DEVLETE VE O’NUN MUHATAP KABUL EDECEĞİ BİREYE YÖNELİK ÇAĞDAŞ  NORMLAR

Modern devlet, yaşadığımız çağın vazgeçilmezidir. 

Yurttaşlık bilinci gelişmiş birey herşeydir ve devlet,   her yönüyle  bireyin yaratıcı değerlerinden beslenerek kendini uluslar arasında hakedeceği yeri alan yüce kurumdur. 

Devlet ançak hukuk eliyle bireye dokunup onunla bu kanaldan  iletişimde bulunabilir. 

Birey ne kadar hür dokunulmaz, yurttaşlık hakları gelişmiş, girişimci ve karakterli olursa, devlet de bir o kadar güçlü, itibarlı ve de dünya  ulusları arasında saygınlık kazanır. 

Devlet, bireyi gerçek kişi olarak muhatap kabul etmeli  ve onun  hukukla  tanımlı kişisel yararlılığını   genişletmek amaçlı çağdaş politikalar  geliştirmeyi amaç edinmelidir.

Diğer yan da bireyin ve halkın yaşamsal talepleri yerinde ve ulaşılır kurumlarda sağlanmak gibi bir iletişim gereği de vardır. Yerelin yüksek düzeyde ki merkezi  “ Bakanlık “ bağımlılığı bürokrasiyi gerektiğinden çok daha hantallaştırmaktadır. 

Yani, yerinde yönetim, sıcak iletişim, bilgilendirme ve aklın bilimin yasalar üstü öğretisi genel kabul  görmeli.  Çağdaş medeni algı  kendisine,  karşısında “ yüce güç “ devlet de olsa alan açmalıdır. 

Bu yönlü gelişmeye   devlet  açık  tutulmalıdır. 

Devlet ve de birey sürekli kendisini yenilemeli ve eylemlerini sorgulamalıdır. 

Devlet, varlığını sürdürülebilir olmasına yönelik beslendiği kaynakları da  modernize etmek durumundadır.  

En başta da insan kaynaklı ve sosyal,siyasi, ekonomik, endüstriyel olmakla birlikte yaşamın tüm kapsayıcı alanında. 

Eğer bu yönlü gelişmeyi devlet dikkate almaması durumunda, “ Osmanlı Devleti “  bugün için devletin eylemlerine  varlık kazandıran  asgari kabul edilir geçerli normlar geleceğin, toplum ve birey ihtiyaçlarını karşılayamacağı gibi  gelişen dünya da evrensel  yararlılığı olan politikalar  üretmekten de yoksun kalacaktır. 

Devlet,  uluslararası arenada üçüncü dünya  algısına mahkum olacaktır. 

Yani, devlet  güneşin aydınlattığı coğrafyada varlığını  canlılığını hissettiği  sürece kendisini, yaşayacağı  dünyanın iklimine  katkı vermek  yönlü   Çağdaş ve medeni tanımlar  yapmak durumundadır. 

Güç,  devletin vazgeçilmezidir ançak, devlet güçünü modern çağın yarattığı toplum ve bireyin yaşam kalitesini geliştirmek ve sürekli değişen medeni yaşamsal taleplerini karşılamak yönlü kullanmalıdır. 

Devlet, güçünü tek yönlü varlığını korumaya yönelik potansiyel kuvvet oluşturmak  amaçı güderek bir rejim yaratmış olursa; devletin kendisi sürdürülebilir olmayacağı gibi devlete, hayat verecek olan birey de uzun vadede  devleti  “ istese de “ besleyici olmaktan yoksun kalacaktır. 

Yine, devlet  akılsız, ahmak, sefih ve  “ müsrif “ savurgan  olmamalı aksine,  üst düzey de  akılı,   zeki, yetenekli ve duyarlı  refleksler  edinmelidir. 

Devlet, yönetme Erkin’i merkezde toplayıp kendisini ağır iş yükünün altında  hantallaştırmak yerine;  

yerinde  planlama ve yönetim  sistemini  geliştirerek  devletin  merkezi,  güçünü  taşraya yönelik denge ve denetim   sağlamak işlevini  vazgeçilmezi yapmalıdır. 

Devletin merkezindeki yönetim organları iş gören planlayan, dosya takip eden, taşranın küçük sorunlarıyla uğraşan  kurumlar değil. 

Merkezi yönetsel organların üst seviyesi düşünen, araştıran, fikir üreten ve  evrensel değerler yaratmaya  yönelik vizyon  odaklı kurumsal yapılar olmalıdır. 

Eğer devlet ulusun,  bütün  yönetsel  amaçlı güç  odağını  merkez de  tutmak gayreti içinde olursa; 

Devletin çekirdek varlığı,  bütün  enerjisini  geniş kapsamlı yönetime hakim olma, devlet otoritesini  sağlama amaçlı kullanacaktır. 

O zaman da devlet akli melikelerini kullanıp denge ve denetim mekanizmalarını kullanmaktan geri kalacak, devletin aklının  fiziki refleksleri gelişmeyecektir. 

Akli melikesi donuk devletler her ne kadar savunma sanayilerini geliştirip bu yönlü  tartışılmaz güç edinmiş olsalar da. 

Diğer yan da diplomatik kazanım sağlamaktan yoksun kalacak, sürekli yenilen taraf olmaktan korunamayacaktır. 

BİR ÖNERİ

Dehlizinden çıkma sakın! 

Korunaklı kurtçuğun  kendine yer edinmesi gibi. 

Eğer geçmişin korunaklı düşünününden  çıkarsan, beslendiğin kaynaktan da mahrum kalırsın. 

Çünkü, dış dünyanın besin kaynağına senin,  uyum sağlaman olası değil. 

Orda yaşaya bildiğin kadar mutlu olmaya çalış…

İbrahim SELVİ – Gazeteci Yazar

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Çalışmaları yakından takip etmeyi sürdürüyor