Bugün ülkemizde ilk COVID vakasının, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandığı tarih. Hayatlarımız derinden sarsıldı. Pandemi, dünya üzerinde 2,5 milyondan fazla insanın ölümüne, pek çok kişinin derin hasar almasına yol açtı.
Kendimizin, sevdiklerimizin canı için endişelendik; yeri geldi hayatlarımızı eskiden nasıl yaşadığımızı unuttuk. Hâlâ da bilmiyoruz. Önümüzde nasıl yollar, nasıl dönemeçler var belirsiz.
Pandemi, bireyleri ve toplumları derinden etkilemekle kalmadı; tüm dünyada sağlık otoritesi de bu duruma hazırlıksız yakalandı. Biz sağlık çalışanları da maalesef bu salgını onunla mücadele ederken tanıdık.
ECZACILAR OLARAK PANDEMİDE NELER YAPTIK
Eczacılar olarak bizler, pandemi süresince temel hizmetleri vermeye devam ettik. Hastalarımızın ilaçlara ve kişisel koruyucu ekipmanlara erişebilmesini sağladık. Topluma kanıta dayalı tavsiyeler verdik. El dezenfektanları ürettik, ücretsiz maske dağıttık. Kronik hastalarımızın ilaçlarını temin ettik ve izlemlerine katıldık.
Öte yandan farkındalık kampanyaları yürüttük, bilgi kirliliği ile mücadele ettik. Pandeminin ilk gününden beri sağlık sistemini ayakta tutmak için her türlü fedakârlığı yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Eczacılar olarak bizler, bütün bu hizmetleri hiçbir karşılık beklemeden ve Eczacılık Yemini’nin gereği olarak yerine getirdik/getiriyoruz.
Ve bu süreçte 46 eczacımızı, 17 eczane teknisyenimizi kaybettik. Hepsini saygıyla anmak istiyoruz bir kez daha. Hiçbirinin yeri doldurulamaz ve acımızın tarifi yok.
Türk Eczacıları Birliği olarak; sorunları eczacıların bakış açısından anlamak, eczacıların bu süreçteki deneyimlerini öğrenmek, salgının ileriki aşamalarında ve buna benzer yaşanması olası krizlerde yaşanabilecek sorunların daha kolay çözümlenmesi amacıyla bir kitap hazırlamaya karar verdik. “COVID-19 Salgınının Toplum Eczaneleri Üzerindeki Etkisi” isimli bu kitabı ise artık aramızda olmadıkları için bunları konuşamadığımız tüm meslektaşlarımızın ve eczane teknisyenlerimizin anısına adadık.
Salgının Türkiye’deki seyrinin bambaşka bir yöne evrildiği tarih olan 11 Mart 2020’nin ilk senesinde de bu kitabı çıkarmayı ve çalışmadan çıkan sonuçları sizlerle paylaşmayı istedik.
GENEL BİR BAKIŞ: COVID-19 SALGINININ TOPLUM ECZANELERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Sizlere öncelikle COVID-19 Salgınının Toplum Eczaneleri Üzerindeki Etkisi isimli çalışmamızın teknik detaylarını ve çalışmaya dair genel bir bakış aktarmak isteriz:
Çalışmamız doğrultusunda; 14 Ocak – 3 Şubat 2021 tarihleri arasında 372 eczacıyla çevrimiçi anket yapılmıştır. Bunun yanı sıra 21 Ocak – 5 Şubat 2021 tarihlerinde toplam 109 eczacının katıldığı 20 farklı ilde 20 odak grup toplantısı düzenlenmiştir.
Anketi yanıtlayan eczacılarımızda COVID-19 testi pozitif çıkan en az bir eczacı ya da eczane çalışanının olduğu tespit edilmiştir.
Eczanelerin yüzde 2,8’inde ise ölüm vakası görülmüştür.
Eczacılar salgından önemli derecede etkilenmiş olsa dahi eczanelerini kapatan eczane sayısı oldukça azdır. Eczacılar eczanelerini kapatmaktansa aldıkları tedbirleri daha da sıkılaştırmayı tercih etmişlerdir. Bu noktada en sık başvurulan tedbirler ise çalışanların hijyen koşullarını iyileştirmek, eczaneye sınırlı sayıda hasta almak, hasta alanlarının ayrılmasıdır.
Bu süreçte eczanelerin çalışma saatlerinde kısıtlamaya gidilmiştir. Ancak bu uygulama eczacılar lehine bir durum yaratmamıştır. Aksine, hasta ve faydalanıcıların sınırlı zaman diliminde daha da yoğun bir biçimde eczaneye gelmelerine yol açmıştır ve bu da eczanelerde hasta yoğunluğun artmasına, salgın tedbirlerinin alınmasında zorluklara yol açmıştır.
ECZACILARIN YAŞADIĞI SAĞLIK SORUNLARI
Türk Eczacıları Birliği olarak pandemi döneminde şu cümleyi çok sık kurduk: “Sağlık, sağlık çalışanlarına ve elbette biz eczacılara da lazım.” Şimdi yaptığımız çalışmalarda sağlığa ilişkin verileri açıklamak isteriz.
Türkiye’de çalışmaya katılan eczanelerin yüzde 56,8’inde çalışanların herhangi birisine PCR testi yaptırıldığı görülmektedir. Bu oranın en yüksek olduğu bölge yüzde 71,7 ile Batı Karadeniz ve yüzde 44,8 ile Ege’de en düşük olarak yansımıştır.
Ankete katılan ve çalışanlarına PCR testi yaptıran eczanelerde, COVID-19 pozitiflik oranı genel olarak yarı yarıya, yüzde 49,9 olarak gözlenmiştir. En yüksek COVID vakası, yüzde 64,9 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görülmektedir. Bu bölgeyi çok yakın oranlarla Orta Anadolu, Batı Karadeniz ve Akdeniz izlemektedir.
Hastalığa yakalanmadığını ifade eden eczacı sayısı oldukça düşüktür.
Eczacılar sağlık çalışanları oldukları için her ne kadar korunuyor olsalar da hastalarla doğrudan muhatap olmaları sebebiyle bir noktada hastalıktan kaçamadıklarını ve çok fazla eczacının ya da eczane personelinin hastalığa yakalandığını anlatmışlardır.
Ankete yanıt veren eczanelerde COVID testi pozitif çıkanlara göre hayatını kaybeden oranı genel olarak yüzde 1,3 olarak hesaplanmıştır. En yüksek oran yüzde 3,8 ile Güneydoğu Anadolu bölgesindedir.
Anket sonuçlarında konumlarına göre en yüksek COVID-19 vaka oranı %55.4 oranıyla il merkezi ve sağlık kuruluşu yakınında olan eczanelerde; ardından %51.3 ile ilçe merkezlerinde görülmüştür.
Yapılan odak görüşmelerinde eczacılar, kendisinin ya da en az bir eczane çalışanının COVID olduğunu vurgularken çarpıcı ifadeler kullanmışlardır. Bunlardan bir tanesini paylaşmak isteriz:
“COVID geçirdim. Personeller de COVID oldu. Çok ağır geçiren ve kaybettiğimiz vatandaş ve eczacılar da var. Eczacı direkt muhatabı yani, direkt sağlık çalışanı olarak bu işin içinde. Birçok tedbiri de aldığımız halde eczanenin içine giren reçeteden tutun da herhangi bir vatandaşın taşıdığı mikroptan eczacılar etkilendiler. Yani eczacılar direkt olarak en az hastanede çalışanlar kadar tehlikedeydi.”
PANDEMİ SÜRECİNDE ECZACILARIN EKONOMİK DURUMU
Pandemi döneminde pek çok parametreyle birlikte ekonomi de derin darbeler aldı. Biz eczacılar da bu süreçte ekonomik olarak büyük daralmalar yaşadık. Çalışmamızdan da bunu kanıtlar nitelikte sonuçlar çıktı:
Çalışmaya katılan bir eczacımız konuya ilişkin şunları söylemiştir:
“İnsanlar artık takviye gıdaları internetten almaya başladılar, süpermarketlerden almaya başladılar ve biz bu faydalanıcıları tekrar geri kazanamayacağız, insanlar internetten almaya devam edecekler.”
MASKE DAĞITIMI VE ECZACILAR
Salgın sürecinde eczacılar olarak pek çok tepki ile karşılaştık. Söz konusu çalışmada buna ilişkin çarpıcı veriler mevcut. Onları birazdan aktaracağız. Ancak öncelikle maske dağıtımı sürecinde eczacılarımızın yaşadığı sorunlar çalışmamıza yansımıştır. Salgın sürecinin başında eczanelerin sorumluluğuna verilen maske dağıtımı, eczacılar için sürecin en yıpratıcı sorumluluklarından birisi haline gelmiştir.
Yaşanan sıkıntının ana sebebi ise maskelerin ücretsiz dağıtımının öncesinde maske tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanmasıdır. Serbest piyasa ekonomisinin bir kuralı olarak arzın artıp, talebin aynı kaldığı koşullarda üretici ve toptancılar maske fiyatlarını aşırı derecede arttırmıştır.
Maske fiyatlarındaki aşırı artışın sorumlusu olarak hem resmi ağızlardan hem de medya ve sosyal medyadan eczacılar gösterilmiş; tabiri yerindeyse eczacılar bu dönemde hedef tahtası haline gelmiştir.
Öte yandan salgının ilk döneminde eczacılarımız kendilerine ve personellerine dahi maske tedarikinde sorun yaşamıştır. Bir eczacımız durumu şu şekilde ifade etmiştir”
Bir dönem malzeme tedarik etmede de sıkıntı çektik. Pandemi ilan edildi, biz eczanelerimizde kendimize ve personelimize düzgün malzemeli, kaliteli maske dahi bulamadık.”
Bu süreç sonrasında ücretsiz maske dağıtımının sorumluluğu da eczanelere verilmiş ve iyi yönetilemeyen bu sürecin de sorumlusu olarak eczacıların gösterilmesiyle birlikte, salgından dolayı ortaya çıkan kaotik atmosferde eczacılar toplumsal öfkenin nesnesi haline dönüşmüşlerdir.
Yapılan odak görüşmesinde bir eczacımız görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir, ki bu da tüm tepkilere ve yaşanan olumsuzluklara rağmen eczanelerimizin birinci basamak sağlık kuruluşu olduğunu gösterir şekildedir:
“Maske dağıtma işine ben karşı değilim. Pandemi döneminde bizler de eczacı olarak, sağlıkçı olarak elini elimizi taşın altına sokmak zorundaydık ve bu konuda Sağlık Bakanlığı’na son derece yardımımız olduğunu düşünüyorum.
ECZACILARIN KARŞILAŞTIĞI TEPKİLER
Az evvel, yaptığımız çalışmanın pandemi sürecinde eczacıların pek çok tepkiyle karşılaştığını gösterdiğini iletmiştik. Tepkilerin eczacılarımızı nasıl etkilediği de bu çalışma ile ortaya konmuştur. Bunlardan öne çıkanları paylaşmamız gerekirse:
Yaptığımız çalışma ortaya koymuştur ki:
PANDEMİDE ECZACILARIN ALDIĞI ÖNLEMLER
Pandeminin başlaması ile birlikte korunma ve tedbir öncelikli hale gelmiştir. Yapılan çalışmada konuya ilişkin ise şu veriler ortaya çıkmıştır:
Ankete katılan eczanelerin büyük bölümü salgın sırasında kendilerini salgından korumak için bir veya birden fazla önlem aldıklarını, öncelikli olarak ise hijyen koşullarını iyileştirdiklerini belirtmişlerdir. Bunu söyleyen eczacı oranı %85,4’tür.
%70,5 oranında eczacımız ise eczaneye sınırlı sayıda kişi aldıklarını ifade etmişlerdir.
Yüzde 56,9 plastik cam ile banko ile hasta/faydalanıcı alanını ayırdıklarını söylemiştir.
Yüzde 46,2 oranında eczacımız günlük/haftalık dezenfeksiyon yaptırdıklarını belirtmiştir.
Hiçbir önlem almadığını söyleyen eczanelerin yanıt verenler içindeki oranı yüzde 1,2 olarak hesaplanmıştır.
Eczanelerin yüzde 8,4 oranındaki bölümü UV filtreleri kullandıklarını belirtirken, çalışanlarının dönüşümlü olarak eczaneye gelmesini sağlayanların oranı beşte bir ve eczane kapısından hizmet verdiklerini belirtenlerin oranı ise dörtte bir
Eczacıları yönlendirmek adına standart önlemler olmadığı ve her eczacının kendi imkân ve bilgisi nezdinde önlem almaya çalıştığı, çalışmada sıklıkla bahsedilen konulardandır
Eczane içerisinde mesafe sağlamanın şeritler koymak dışındaki diğer yolu ise pleksiglas uygulaması olmuştur. Eczanelerde, mesafeyi korumak ve teması minimuma indirmek için bankolar üzerine pleksiler çekilmiş ve etkili olduğundan bahsedilmiştir. Bu uygulamayı, salgın bitse de devam ettirmeyi düşünen eczacıların mevcut olduğu da çalışmanın sonuçları arasındadır.
BU ÇALIŞMA BİZLERE NELER ÖĞRETTİ
Çalışmamızı sizlere özetlemeye çalıştık. Bu çalışmayı ders çıkarma, ileride bize yol gösterici olması gibi noktalarda çok önemsiyoruz. Eczacılar, COVID-19 sürecinden farklı şekillerde etkilendi, çok fazla sayıda kayıp yaşadı.
Sağlık açısından etkilenmelerinin yanı sıra, bu süreçte toplumsal itibar kaybı, maddi kazanç kaybı, ilaç ve tıbbî malzeme tedariki, grip ve zatürre aşıları gibi farklı konularda sıkıntılar yaşadılar. Bu araştırma ile bilinenin bir nebze üzerine çıkma fırsatı verdi.
Türk Eczacıları Birliği olarak araştırmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda adımlar atma, daha önceden attığımız adımları ise daha ileriye taşıma konusunda irade göstereceğiz. Örneğin, salgının ilk dönemlerinde kurduğumuz Kriz Masası’nı devam ettirecek, daha ileriye taşıyacağız.
Halkla ilişkiler stratejileri üzerine çalışıp; etkili ve etkin stratejilerle yola devam edeceğiz. Eczacılarımıza yönelik eğitim etkinliklerimizin kapsamını ve kapasitesini genişletip daha fazla sayıda eczacımıza ulaşacağız.
İletişim ağlarımızı ve kanallarımızı genişletip geliştireceğiz. Ve bilhassa takviye edici gıdalara ilişkin bilgilerimizi günden güne güncelleyerek başta halk sağlığını sonrasında mesleğimizi korumak adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Son olarak bir çağrımızı da yinelemek isteriz. Pandemide toplumun her kesimi salgınla mücadelede farklı roller oynadı. Özellikle sağlık çalışanları COVID-19’la mücadele anlamında büyük zorluklar yaşadı bildiğiniz gibi.
COVID pozitif hastalarla doğrudan iletişimde bulunan sağlıkçılar, bir nevi salgın hastalığın doğrudan mağduru olmuşlardır. Bu sebeple de toplumun diğer kesimlerinin korunması gerektiğinden daha çok korunmaya ihtiyaçları vardır. Buradan hareketle meslek hastalığı mevzusuna değinmemiz gerekli.
Ülkemizde COVID’ın meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için illiyet bağı aranmaktadır. Takdir edersiniz ki illiyet bağının kurulması imkânsız olmakla birlikte sağlık çalışanlarının bunu ispata yükümlü olması kabul edilemez bir uygulamadır.
Bundan bir an evvel vazgeçilmeli, ilgili yasanın tüm sağlık çalışanlarını kapsamasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Çetin, ‘Sağlık çalışanlarına iyileştirme yapılmalı’
Acıgöl’de Kızılay Anlatıldı
Acıgöl Makedonya’lı kardeş şehri ile ilişkilerini geliştirecek.
Öğrencilere doğru meslek seçimi semineri
EBS’nin Acıgöl ziyaretleri